Beschreibung

Ülkemizin, Doðu ve Güneydoðu bölgelerinde terörün ilk fitili yaklaþık 200 yıl önce dıþ ülkelerin desteklenmesiyle ateþlenen isyanlar ile baþladı. Bu isyanların tamamı baþarısızlıkla sonuçlandı.
1980li yıllara geldiðimizde dıþ ülkeler yeniden sahneye çıkarak bu bölgeleri kan deryasına döndürmekten çekinmemiþlerdir. Amaçları bölge insanını çok sevdiklerinden, onlara özgür ve rahat bir yaþantı vermek istemelerinden deðil. Bölgede bulunan yer altı ve yer üstü zenginlikleri aralarında paylaþma sevdasında olmalarındandır.
Örnek verecek olursak; GAP bölgesi, su ve tarım bakımından en zengin yerler, yine bölgenin diðer yerlerinde bulunan petrol baþta olmak üzere zengin maden yataklarına sahip olması, bu bölgede isyanları ve terörü destekleyenler için en büyük nedendir.
Son 1-2 yıl içinde ne oldu da, Türkiyede petrol yok, diyen yabancı ülkeler, Doðu ve Güneydoðu Anadoluda arka arkaya petrol kuyusu açmaya baþladılar. Þimdiye kadar GAP Projesine sıcak bakmayan dıþ güçler son yıllarda o bölgelerde arazi alıp tarım yatırımı yapmaya baþladılar.
Yazar bu kitapta tarihsel süreci sizlerle paylaþarak gelinen noktada acaba dıþ ülkeler yıllarca destekledikleri terörün ardından, Kürt kimliði, Kürtçe eðitim ve bölgesel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi taleplerin de Anayasaya girmesini saðlayarak Türkiyeyi parçalayacak federatif bir yapıya zemin mi? hazırlamak istiyorlar.
Daha düne kadar kökeni Türkiye dıþından gelen teröre karþı siyasi bir çözüm düþünülemez diyen Devlet yetkililerimiz, Toplumdaki farklı kesimler,bölge halkı ve aydınlarımız konuya þimdi nasıl bakıyor.
Terör mü? Kürt sorunu mu? Doðu Sorunu mu? Bölgesel Sorun mu?
Karar vermeden önce bu kitabı okuyun