Beschreibung

Cebimize hatta gözlüðümüze kadar girmiþ olan yeni medya ve uygulamaları, geçmiþe oranla bizi çepe çevre sarmıþ, gerçeði arttırmıþtır. Dolayısıyla düþünme ve eylemenin
imkânı bu istilada daha da daralırken; daha çok laflamanın, gözetlemenin,
teþhirin, popülizmin kapıları ardına kadar açılmıþtır: "Kendini yayınla!"

****

Sosyal medya üzerine akademik çalıþma yapmak göründüðü kadar kolay bir iþ deðil. "Olan" ve "olması gereken" üzerinden düþününce meseleyi deðil çözmek, anlamak dâhi gerçekten zor. Sosyal medyanın yaþamın neredeyse her anına temas etmesi, cepte hatta gözlükte kullanıcısının her an yanında olması nedeniyle ele alınan meseleleri çerçevelemek hiç de kolay deðil. Bu zorluðun bir boyutu yeni iletiþim teknolojilerinin hızlı
tüketimi ve aþırı içerik üretimiyken, diðeri Zygmunt Bauman'ın akıþkanlıkla tanımladıðı modernitede bu araçların yaþamın akıþını dolayımlayan, belirleyen, yönlendiren bir iþlevi olması. Bu yüzden özellikle sosyal medya, temel amacı sosyal olguları ve süreçleri
anlamak olan sosyal bilimci için elde tutulması, sınırlandırılması ve tanımlanması oldukça güç bir alan. Tam da bu nedenlerden dolayı sosyal medyanın tek bir disiplinin kapsamında çalıþılması ve deðerlendirilmesi neredeyse mümkün deðil. İletiþim bilimlerinin birikimini eksen tutarak, baþta siyaset bilimi, sosyoloji, psikoloji gibi disiplinlerin hep birlikte
düþünebileceði disiplinlerarası bir alanı gerektirmekte. Yine aynı nedenlerden ötürü sosyal medya, klasik disiplinlerin sınır(-lılık)larını ve güncel sorunlarını tartıþmaya açmak için önemli bir zemin sunuyor. Bu karþılıklı akıþkanlık ya da yurtsuzluk iki tarafı içiçe geçiriyor. Mesele "arkadaþlarla çekilmiþ bir kendi çekim (selfie) yayınlamak"tan çok daha karmaþık. Diðer yandan büyük toplumsal dönüþümlere yerinden kalkmadan, "bir tıkla" tanık ya da dâhil olmak bir o kadar kolay.

Özlem Oðuzhan