Beschreibung

17-740 yıllarında Emevilerin Bizans'a karþı yürüttüðü mücadelelerde rol alan Battal Gazi, ilk defa 717'de Mesleme b. Abdülmelik'in yönettiði İstanbul kuþatmasında kendini gösterir. Kayseri, Afyon ve Eskiþehir yöresi ile Güneydoðu Anadolu ve Suriye yöresinde, Hıristiyanların çok korktuðu bir cengaver olarak nam salar. Anneler yaramazlık yapan çocuklarını onunla korkuturlar, çocuklarına onun kim olduðunu öðretmek için kiliselerinde portresini bulundururlar. Battal Gazi ele geçirmek istediði þehirleri bazen kılıç kuvvetiyle, bazen zekâsıyla kendine baðlar.

Tarihi þahsiyeti ile destanlara konu olmuþ efsanesi çoðunlukla birbirinden ayırt edilemeyen Battal, Türkler arasında gazi-veli mertebesinde görülüp adına Battalname adlı bir destan yazılmıþtır. Selçuklular döneminde I. Alaeddin Keykubat'ın annesi, rüyasında Battal Gazi'nin þehit düþtüðü yerin yakınlarındaki mezarını görür. I. Gıyaseddin Keyhusrev, hanımının arzusuyla buraya derhal bir türbe, bir de mescid yaptırır. Böylece Eskiþehir'in güneybatısında yer alan Seyitgazi kasabasında, Osmanlılar devrinde de büyük ilgi gören Seyyid Battal Gazi Külliyesi'nin temeli atılır. Battal Gazi, Anadolu'da yaþayan Kalenderi, Bektaþi ve Aleviler tarafından evliya kabul edilir. XV. yüzyıldan itibaren Osmanlı askerleri sefere çıkmadan önce, onun türbesini ziyaret ederek ruhaniyetinden yardım dilerler.

Elinizdeki romanda Türk insanının kalbinde müstesna bir yeri olan, efsanelere ve filmlere konu olmuþ Battal Gazi'nin maceralarla dolu yaþamı anlatılıyor. Osmanlı İmparatorluðunun son yılları ile Cumhuriyetin ilk yıllarında birçok eser veren Ziya Þakir'in güçlü kaleminden çıkmıþ bu romandan bir parça:
Ayasofya mabedinin kapısına dayanan Battal, kahraman arkadaþlarının Bizans askerleriyle çevrilmiþ olduðunu görünce bir an þaþırdı. Fakat çarçabuk kendini toplayarak: Medet ya Haydar! diye korkunç bir nâra attı. Topuklarını Devzâde Aþkar'ın karnına dayayarak henüz kınına girmemiþ olan elindeki kanlı kılıcı savura savura Bizans askerlerinin üzerine atladı.