Beschreibung

SEN BEN LENİN arkasında bir filmin yanı sıra aynı hikâyeyi anlatan iki senaryo bıraktı: Birincisi koþullar yüzünden çekilememiþ, ikincisi koþullara raðmen çekilmiþ... Türkiye'de sinema yapmanın zorluklarını bir tarafa bırakacak olursak, bu iki senaryo, bir hikâyeyi iki farklı biçimde anlatma denemesi olarak da görülebilir. Aynı hikâyeden yola çıkan ama karakterleri, mekanları, zamanı ve olay örgüsünü farklı biçimlerde kurmaya çalıþan iki farklı senaryo. Bir Tek kurtuluþ umudu turizm olan bir sahil kasabasına dalgalar günün birinde ülkenin baþbakanı yerine ahþap bir Lenin heykeli getirir. Annesiyle birlikte iki kiþilik bir dünyada yaþayan fotoðrafçı Fikret, kasabaya yeni atanan idealist öðretmen İdil, dinlediði bir masala inanan Ümit, bir çay bahçesi açmak isteyen balıkçı Aziz ve daha yüksek mevkiler peþinde koþan belediye baþkanı Deniz, Lenin heykeli etrafında kendi hikâyelerini yeniden kurmaya giriþirler. Acaba Lenin mi kasabayı yoksa kasaba mı Lenin'i deðiþtirecektir? İki Kurtuluþu turizmde arayan bir sahil kasabasına günün birinde dalgalar ahþap bir Lenin heykeli getirir. Heykel, turistlerin ilgisini çeker düþüncesiyle belediye tarafından meydana dikilir, haber ülke gündemine yerleþir. Baþbakan ve beraberindeki Rus heyetinin katılımıyla yapılacak açılıþtan hemen önce Lenin heykeli çalınır. Lenin'i bulmak için Ankara'dan özel olarak görevlendirilen tecrübeli bıçkın komiser Erol'un ve ayrıntıların titiz dinleyicisi genç komiser Ufuk'un sadece on iki saatleri vardır. Boþ bir sandalye, kayıp bir çocuk, rengârenk çaputlar... Heykelin çalındıðı geceye dair deliller kasabanın geçmiþine uzanan bir yol açarken, polislerin Neredesin Lenin? sorusuna kasabalılar beklenmedik bir cevap verir. Barıþ Bıçakçı - Tufan Taþtan