Beschreibung

Türkiye ile Yunanistan arasındaki tarihsel çatıþmanın etkileri, 1960'tan beri baðımsız bir ada olan Kıbrıs'ta daima hissedildi. Her iki ülkenin milliyetçi akımları zamanla, Kıbrıs halkları arasında saldırganlıðın tırmanmasına yol açtı. Müslüman ve Ortodoks Hıristiyan cemaatlerin ayrıþmasının ardından baþlayan çatıþmaların yatıþtırılması, ancak Yunanistan'ın ve ardından Türkiye'nin askerî müdahaleleriyle mümkün oldu. Çatıþmaların sona erdirilmesi bir çözüm getirmeyince, 1974'te imzalanan Taksim anlaþmasıyla Ada ikiye bölündü. Bu bölünmenin bedeli aðır oldu: Kıbrıs halkının yaklaþık üçte biri zorunlu göç yaþadı ve adanın toplumsal dokusu büyük tahribata uðradı.
Etienne Copeaux ve Claire Mauss-Copeaux çiftinin elinizdeki çalıþması, Kıbrıs Türk Cemaati arasında on yıl boyunca yapılan bir araþtırmadan yola çıkarak hem bu ayrıþmanın yarattıðı mutsuzluðu hem de ortak bir anıyı yeniden inþa etmek isteyenlerin kaygı ve umutlarını yansıtıyor; Türkiye'nin Avrupa Birliði'ne üyelik sürecini de etkileyen bitmek bilmez 'Kıbrıs sorunu'na yeni bir bakıþ getiriyor. '1995'ten bu yana Kuzey Kıbrıs'ı bıkıp usanmadan dolaþtık,' diyor yazarlar: 'Tuhaf yolculuklardı bunlar. Bir tatil ve deniz beldesi olarak nam salmıþ bu adada, yollar boyunca Türk ordusunun kampları birbirini izliyordu. Yasak bölgeler kıyıları olduðu kadar art-ülkeyi de sarmıþtı ve köy ziyaretleri karþınıza kaçınılmaz olarak tahrip olmuþ kiliseleri ve mezarlıkları çıkarıyordu. Buradaki insanlar hâlâ savaþ halinde yaþıyor gibiydiler, þiddetin izlerini silmiyor, gizlemiyorlardı. Kimse bundan söz etmese bile, savaþ orada, yanlarında, yanımızdaydı. Bu havanın dıþına çıkmak olanaksızdı.'