Beschreibung

İlk Asyalıların topraðı ekmeyi ve barınaklar yapmayı öðrendiði tepelerden verimli olan nehir vadilerine indiði Arkeologlar
tarafından bildirilmektedir. Bu verimli nehir vadilerinden biri de Orta Asya'daki Dünya'nın Çatısı olan Pamirlerden Kızıl
Kum Çölü'nün kumlarına doðru uzanan Zerefþan nehri tarafından oluþturulmuþtur. Buhârâ þehri de Zerefþan nehrinin aþaðı
mecrasında kurulmuþtur. Buhârâ muhteþem dönemini ise Sâmânîler döneminde yaþamaya baþlamıþtır. Zaten kitabımızın
esas konusunu Sâmâniler döneminde ki Buhârâ þehri oluþturmaktadır. M.S. VI. Yüzyılda Sâmânî hükümdarları zamanında,
Buhârâ ile Semerkand arasındaki mıntıkanın, yeryüzünün dört cennetinden biri olduðu belirtilmiþtir. Diðer üç cennetin ise,
güney Iran, Irak ve Þam mıntıkası olduðu söylenmektedir. Nârþahî de Târihu Buhârâ adlı eserinde Buhârâ'yı eþsiz bir yer
olarak tarif etmiþtir. Kitabımızı okurken sizler de umarım, doðunun Medinesi, İslâmın kubbesi olan, kurulduðundan beri, her
devrin en büyük din âlimlerinin yetiþmiþ olduðu bu eþsiz þehrin güzelliklerini keþfeder ve Buhârâ'yı sayemizde bir nebze de
olsa tanıma fırsatı bulursunuz.