Beschreibung

İnsanların sordukları sorular tarihsel ve toplumsal koþullara baðlı olarak deðiþiyor. Hangi soruların yönetimle, bilimle ya da dinle ilgili sorular deðil de 'felsefeyle ilgili' sorular sayılacaðı da zaman içerisinde deðiþiyor. Filozofların geçmiþte sordukları soruların büyük bölümüne inandırıcı cevaplar verilmedi, dolayısıyla sorularımıza cevap ararken kendimizi bizden önceki bütün kuþaklara kıyasla daha talihli saymamız için bir neden yok. Gelgelelim sorular orta yerde duruyor; bir yere gittikleri yok. Filozofların görenekten kopma çabaları da dünyamızı illa ki daha iyi bir yer yapmıyor. İnsanları farklı düþünmeye özendirme giriþimi kapsamında filozoflar, miras olarak aldıðımız ama çoðunlukla da bize nefes aldırmayan düþünce sistemleri içerisinde yaþamaya mahkûm olmadıðımızı vurguluyor, özcesi bize konuyu deðiþtirebileceðimizi anımsatıyorlar.

Bu kitapta ele alınan on iki filozof doðal bir grup ya da görünmez bir collegium ya da bir yargı heyeti oluþturmuyor. Bize göklerin ötesinde bir yerden acımasız ya da iyicil bir tatmin duygusuyla ya da hiç de tasvip etmeyen gözlerle bakan kiþiler de deðil onlar. Tarihteki olumsallıklar dünyamızın tektonik tabakalarını yerinden oynatıp belli bir konuma getirdi, bu konumdan bakıp bu filozofların yazdıklarını okumamız, bu yazıların bir kısmını hala geçerli ve aydınlatıcı bulmamız mümkün. Bu kitaplar, içerisinde bulunduðumuz þu tarihsel momentte, incelenmeyi/tartıþılmayı/üzerinde durulmayı fazlasıyla hak eden eserler.

Batı tarihinin en yenilikçi ve en önemli kimi filozoflarını olaðanüstü bir yetkinlik ve özgünlükle anlatan, günümüzde felsefi etkinliðin nasıl sürdürülmesi gerektiðine dair göz açıcı öneriler sunan bir baþvuru kitabı.