Beschreibung

2002'den bu yana Türkiye, tarihinin özgül bir evresine girdi. B.irçok þey geçmiþte olduðundan çok farklı biçimlerde ayrıþmaya baþladı. Bu dönem boyunca "devletçi" ve "ulusalcı" gelenek üstüne her zamankinden fâzla yazdıðıma dair bir izlenimim var, çünkü bü on yıllık mücadeleyi ciddi bir yapı deðiþikliðinin gerçekleþtiði bir süreç olarak gördüm ve bunu çeþitli yönleriyle deþmeye, anlaþılır kılmaya çalıþtım. AKP'Iİ tarihimizin ikinci on yılına girmeye yaklaþırken bir "yapı" deðil ama bir "rol" deðiþikliði su yüzüne çıkmaya baþladı. "Baskı uygulama" olarak bellediðiniz þeyi "yapan" deðiþti. Ama "baskı uygulama" konusunda önemli bir deðiþiklik yok. Bu tabii ilginç bir süreç ye "aktör" deðiþikliði de son analizde iyi incelenmesi gereken bir fenomen. "Saðlam kafa saðlam vücutta bulunur" aforizmasmı pek bir benimsemiþizdir. "Saðlam devlet saðlam toplumda bulunur" diye bir aforizmamız iþe yoktur. Aynı mantık bunu da geçerli kıldıðı halde nedense bunu düþünmeyiz, söylemeyiz. Baðımlılık iliþkisini tersinden kurarız. Türkiye'nin yanlıþ yoldan dönme kararı doðru bir karar. Ama o kararı verirken neden yanlıþ yapıldıðı dadoðru dürüst incelenmeli. Bü toplum artık "her yaptıðım doðrudur" tavrının dayanılmaz geriliminden çıkıp "çok kötü. iþler yapmıþız, yapıyoruz" diyebilmenin rahatlıðına kavuþmalıdır.