Beschreibung

Eski bir atasözü der ki, kadınları en iyi alıþveriþte, tatilde veya hamilelikte tanırsın...

Doðmak, büyümek, okula gitmek, iþe baþlamak, evlenmek, çocuk sahibi olmak… Her þey tıkır tıkır iþleyen bir düzenin parçasıymıþ gibi görünür. Ancak sadece görünür! Neredeyse hiçbiri düzgün iþlemez ama herhangi birini sorgulamak seni ipe götürebilir. Özellikle de "çocuk yapma" kısmı zorludur, ama tartıþılmaz ve dokunulmazdır da! Çünkü hamilelik kutsaldır, laf eden çarpılır!

"Lunapark'ta Gondol'a binmeye inat edip bindiði andan inene kadar da çıðlık çıðlıða baðıran çocuklar gibiyim... Bir þeyi hem isteyip hem de ondan fazlasıyla korkuyorum..." Benim hamile kaldıðımdaki hislerimi tam olarak anlatıyor.

Bu hikâyeyi anlatıyorum ki mutluluktan çıldırmıþ gibi görünen hamilelerin yanında siz de benim gibi yalnız hissetmeyin, kederlenmeyin... Absürd olayların sadece sizin baþınıza geldiðini, yalnızca sizin yer yer kocanızı öldürmek istediðinizi sanmayın! Her hamilelik tatlısıyla ekþisiyle kendi hikâyelerini barındırıyor ve þimdi buradan bakınca gülümsetiyor, kimi kocaman kahkahalarla kimi dudaðın kenarında küçük bir burkulmayla.

Dokuz aylık bu süreci modern, muzip, kariyer düþkünü, duygudan duyguya sürüklenirken geleceðin belirsizliðinden korkan, 28 yaþındaki âþık bir kadından dinleyin… Eðlenmeye hazırsanız hadi baþlayalım.