Beschreibung

Osmanlı tarihçiliðinin meþhur isimlerinden Franz Babinger'in tabiriyle Osmanlı İmparatorluðu'nun kader ırmaðıdır Tuna. Aziz hatırası, mânevî dünyamızda bütün canlılıðını hâlâ muhafaza eden; ve tam da bu sebeple Türkler için dünyadaki bütün nehirlerden daha farklı bir anlamı olan, tarihimiz boyunca sınırlarımızda akan bütün nehirleri adeta kendi adında eriten bir ulu nehirdir Tuna. Fetih anlayıþı üzerine kurulu Türk imparatorluk siyasetinde, sınır kavramı yoktur desek mübalaða etmiþ olmayız. Ancak 18. yüzyılın ilk çeyreðinde Belgrad'ın elden çıkması Âlî Türk devletinin muhayyilesinde sınır kavramının þekillenmesine yol açar. Sınır; yani muhafaza edilmesi, terk edilmemesi gereken yer. İþte bu sınır, o dönemden itibaren Vidin Kalesi olmuþtur. İmparatorluk kalelerinin kürsüsü, Rumeli'nin Kilidi'dir Vidin Kalesi; imparatorluðun savunma kalkanlarının en canlısı, en nazlısı... Prof. Dr. Mahir Aydın'ın Bulgaristan'ın baþkenti Sofya'daki, Cyril and Methodius National Library'de bulunan, 11.000 sayfa civarındaki Vidin Sicil Defterleri'ni kullanarak yayına hazırladıðı bu kıymetli çalıþma, imparatorluk çarkının iþleyiþini deyim yerindeyse göz hizasından ve Vidin Kalesi üzerinden açıklıyor.