Beschreibung

Bizanslıların kısmı azamı harpten usanmıþ, bezmiþ kimselerdi. Semavî mucizeler zuhurunu bekleyen halkın bir kısmı da, Türklerin, Bizans'a ne kadar takarrüp ederse etsinler, nihayet ani bir felaketle mahvolacakları kanaatiyle lakayt yaþıyorlardı. Heyet, Romanos Kapısı'ndan verilen bir iþareti müteakip yola çıkmıþtı. Üç kiþiden mürekkep olan sulh ve müzakere heyeti, Türk ordugâhına vardıðı zaman Sultan Mehmet çadırında oturuyordu. Heyeti kabul ettiði zaman neþesi yerindeydi. Heyet reisi: Haþmetmeap! dedi, İmparator hazretleri, muhasaranın kaldırılması için, teklif edeceðiniz bütün þeraiti kabule amadedir. Konstantin hakikaten bu fikirdeydi. Herhangi bir þartla olursa olsun, muhasara kalktıðı gün Bizans'ı da, kendi hayatını da kurtarmıþ olacaktı. Bizans heyetinin hakiki sulh teklifi maksadıyla geldiðini yakından tahmin eden padiþah, reise þu cevabı verdi: Sulh için bir çare vardır: Bizans'ı teslim etmek! Heyet reisi, esasen, Türk hükümdarından muvafık bir cevap alacaðını ümit etmemekle beraber bu kadar aðır bir teklif karþısında kalacaðını da tahmin etmemiþti. Sultan Mehmet, bu aðır teklifin Bizanslılar üzerinde yaptıðı tesiri gördü ve sözüne devamla: Bu o kadar korkulacak ve düþünülecek bir mesele deðildir. Görüyorsunuz ki þehri dört taraftan muhasara ettik. Kurtuluþ yoktur. Eðer İmparator benim bu mukabil teklifimi kabul edecek olursa, kendisini Mora'ya hükümdar naspedeceðimi vadediyorum. Kardeþlerine gelince, Tomas ve Dimitriyos'a da Türk topraðından yerler vererek refahlarını temin edeceðim. Heyet azası, Sultan Mehmet'in ayaklarına kapanarak yalvardılar. Bize merhamet ediniz haþmetmeap! Sefalet içinde bunalıp kalan bir þehri zapt edip ne yapacaksınız? Onları sefaletten kurtaracaðım. Emelime muvaffak oluncaya kadar muhasaraya devam edeceðim. Padiþah birçok mütalaalarda bulunduktan sonra, Bizans'ı almak azmini daha kati bir surette göstermek için, ayaða kalktı ve sözünü þu cümle ile bitirdi: Ya ben Bizans'ı alırım ya Bizans beni!