Beschreibung

"Soruyorsun. Yani insan bir devrim kutlamasından eve dönüyorsa, yalnız baþınaysa ve aynaya bakıyorsa, saçlarındaki beyazları sayıyorsa, hava da böyle sıcak böyle bıktırıcıysa, sormalı diye düþünüyorsun: Kalabalık daðılınca, marþlar bitince, sloganlar susunca, bayraklar, flamalar, pankartlar bir yerlere kaldırılınca, geçit resmindeki tanklar, askerler kıþlalarına dönünce, o coþkulu konuþmacılar meydandan çekilince, kalabalık içinde girdiðin coþkundan eser kalmayıp bir ayna karþısında yapayalnız kalınca, ıssızlaþınca... 'Eee? Þimdi ben kimim?' diye. Anlıyor musun? Anlamıyorsun. Bir on yıl kadar da anlayacak gibi durmuyorsun..."
Sarsıntı, bir hesaplaþmanın ama sarsıcı bir hesaplaþmanın çetin ceviz sorgulamalarından oluþuyor. Anlatıcının geçmiþiyle travmatik iliþkisinin doðal bir yansıması olan bu roman, hayatın anlamı, insanın-bireyin düþüþüne dair iç sorgulamalarıyla okuru yoðun bir varoluþun iç atmosferine sevk ediyor.
Hayat üzerine düþünen, hayatı ciddiye alan bir roman Sarsıntı. Kavganın ve sloganların boðucu dünyasında hayattan ve insandan, insanî olandan yana bilinçli tavrıyla 'varoluþçu bir roman' diyebiliriz Sarsıntı için. Anlatıcı, yalnızlıðını, tutukluðunu, tutunamayıþını, aþklarını ve mutsuzluðunu varoluþun insan ve hayat algısından geçirerek aktarıyor okura.
Sarsıntı, sarsıcı bir hesaplaþmanın romanı. Anlatıcının İslamî Hareketler ve devrimci düþünceler karþısında yaþadıðı iç sorgulamalar, Yazarın yoðun bir hayat bilinci taþıdıðını, tüm karamsar atmosferine raðmen hayata ve insana inandıðını belgeler nitelikte.