Beschreibung

Öykümüzde bir hayalet dolaþıyor: Sait Faik'ten Vüsat O. Bener'e, Ayfer Tunç'tan Haldun Taner'e,
Füruzan'dan, Mustafa Kutlu'ya, þekil deðiþtirse de özü deðiþmeyen, doðum lekesini andıran bir sancı,
bir yara, bir sızı. O, İstanbul'un arka sokaklarında, dar kaldırımlı sıkıþık mahallelerde, yoklukla,
trajediyle, felaketlerle göðüs göðüse yaþayan çocukların, kadınların, adamların hayaleti. O, þairin
deyimiyle "bozuk paraların", "sivilcelerin", "pahalı zevklerin, ucuz cesaretlerin" insanının, yani bütün
halleriyle "þehrin insanı"nın hayaleti. İrem Ertuðrul'un, gövdesinde bazen bir cinneti ve kahkahayı,
bazen saflıðı ve cinayeti; ergenliði ve yetiþkinliði, küskünlüðü ve savaþı aynı anda barındıran
anlatıcılarla kurduðu öykülerinin üzerinde, iþte bu ele avuca sıðmaz hayaletin rengarenk gölgesi
dolaþıyor. Mahalledeki Hayalet'ler, böylece gerçekliðin dünyasından poetik ve gizemli olanın dünyasına
sızıyorlar. Kitaptaki öykülerin muhatabı olabilen okura ise tek bir görev kalıyor: Kendi kayıp hayaletini
bulmak.