Beschreibung

Nurarıklı, Serendipli deðil ama, edebiyatımıza İngilizcedeki "serendipity" çaðrıþmayla ayak bastı -hiç beklenmedik bir anda, umulmadık yerde keþfedilen bir deðer...
Her þeyi -konuları, kurgulan, üslubu, söz varlıðı kullanımı, konuþmaları- hep kendine özgü. Zihni, gözleri, ruhu, hayal gücü bu denli özgün yazarımız o kadar az ki... Mitolojik ve edebî atıflarında bile baþka hiç kimseyi andırmıyor. Nurarıklı, kendi kiþisel mitolojisini var ediyor -kahramanlarıyla, olaylarıyla, imge ve simgeleriyle.
Bir büyücü Nurarıklı: hem sihir var onda hem keramet. Ustaca bir minimalizmle geniþ bir coðrafya yaratıyor, incecik fırçalarla çarpıcı kiþi (lik) ler, daracık soluklarla beþeri bir destan... Bu dinamik eserde doðal bir virtüöz, güçlü bir ruh, özgün bir estetik var.
Talât S. Halman
'Çalıþtıðım bir ciltlikte yıllar önce, sıkıntıdan çamaþır makinesinde bir kırmızı çorabın devinimlerini izlemiþtim iki saat boyunca," demiþti, "bizim danslarımıza benziyordu." Kırmızı elbisesiyle üç dört erkekle birden yaptıðı dans gözümün önüne gelmiþti. Bir gün sivil toplum çalıþmalarımız bitince beni elimden tutarak o karanlık maðara gibi gece kulübüne götürmüþtü. Biraz þehir dıþında bir yerdi. Kapıda parolayı söyledi. Benim duymama aldırmadan. Hernando..."