Beschreibung

Kaygalak, þiirin tarihinin her þeyden önce dilin ve tekniðin tarihi olduðunu anlamıþtır. Bazı þairler böyledir. Yıllarca içten içe dille, tarihle, teknikle yoðrulmuþ doðarlar. Kaygalak'ın þiirini ben böyle þaþırarak öðrendim. Sonra da onu izlemeyi sürdürdüm. Kısa sürede tekniðin ve dilin anlayıþıyla donandım, zenginleþtim. İlhan Berk Bir noktada tıkanıp kalmıþ ve ancak çok sonra azar azar, kesik kesik akmaya baþlamıþ bir suyu andırıyor Kaygalak'ın þiiri. Yahya Kemal gibi, Dıranas ve Tanpınar gibi, Cemal Süreya ve Ece Ayhan gibi, Hilmi Yavuz ve İsmet Özel gibi, yapacaðı iþi en baþtan sezen ve çoktan biçimlenmiþ olarak doðan bir þiir. Bir koyulaþma, kıvam bulma: Takılıp kaldıðı yerin bütün minerallerini, bütün ıþıltılı kirini de üstlenmiþ bir madde... Bu kilitlenme, ilerleme düþüncesinin tehlikeli aldatıcılıðına iþaret eden ama olgunlaþmayı da büsbütün yadsımayan bir 'Karanlık Aydınlanma'ya da iþaret ediyor. Orhan Koçak Kaygalak, Yüzümdeki Kuyu'yu çıkardıðında bilerek veya bilmeyerek ilginç yeni bir þiir yataðının yolunu açan iki þairden biri oldu... 1990'larda yazılan þiir önemli bir paradigma deðiþikliðine yol açmıþtı. Varlıðı sorunsallaþtıran bir þiirdi bu. Kaygalak'ın öncülerinden olduðu bu þiir yataðı, yalnız 1990'larda deðil, Cumhuriyet dönemi Türkçe þiirde örneðine az rastlanır özellikler taþıyordu... Oluþturduðu þiir dilinde mükemmeliyeti sınayan bir noktaya varmıþtı. Sözcük hazinesindeki þaþırtıcı zenginlik, bu sözcükleri kullanmasındaki özen ve oluþturduðu büyülü, mistik atmosfer þiirinin biricikleþmesinin göstergeleriyle dolu. Orhan Kahyaoðlu