Beschreibung

Tarihin geliþimi hangi yöndedir? Uygarlaþma yönünde mi, uygarlıktan kurtuluþ yönünde mi? Uygarlaþmaya çalıþarak mı uygarlaþıyoruz, yoksa uygarlıktan kurtulmaya çalıþarak mı? Uygarlık kurucularının temel iddiaları (can ve geçim güvenliði) uygarlaþarak mı saðlanabilir, yoksa uygarlıktan kurtularak mı? Daha soyutlayarak ve kavramsallaþtırarak soralım: İlerlemecilik mi yoksa kurtuluþçuluk mudur tarihi sürükleyen asıl dinamik? İlerleyerek mi kurtuluyoruz, kurtularak mı ilerliyoruz? Uygarlık kurucusu ve geliþtiricisi egemen sınıflar (yani ilerlemeciler) tarihin öznesi gibi görülebilirler, oysa ilerlemeciliðin öznesi ezilenlerin uygarlıktan kurtuluþ mücadelesidir. Þimdiye kadar hep yıkıcılar/kurtuluþçular, kurucuların/ilerlemecilerin aracı oldu. İnsanlık tam tersini becerdiðinde yeni bir dönem, post-uygarlık (komünizm) dönemi baþlayacak. Böylece yıkıcı-kurucu, ilerlemeci-kurtuluþçu çeliþkisi de son bulacak. Buna tarihin sonu da diyebiliriz. Bu bir hayal mi? Yoksa -bırakın hayal mi deðil mi tartıþmasını- türümüzün devamı için bir zorunluluk mu? Okuyacaðınız kitapta bu çeliþmeli ve çatıþmalı süreç ele alınıyor, Modernite'nin bu süreçteki en önemli dönemeç olduðu vurgulanıyor ve Bilimsel Sosyalizmin (Marksist kuram ve pratiðin) insanlıðı geleceðe taþıma potansiyeli tartıþılıyor.