Beschreibung

1949'da Mao Zedong'un önderliðindeki Çin Komünist Partisi dünyanın en kalabalık ülkesine egemen oldu. Bu, Marksizmin Ekim Devriminden sonra dünya ölçeðindeki en büyük baþarısıydı. Sovyetler Birliði'nin yıkıldıðı ve sosyalizmin artık gerçekleþmesi olanaksız bir hayal olduðuna iliþkin görüþlerin yayıldıðı yıllarda Çin, bu kez, dünya tarihinde emsali görülmemiþ bir deneyime giriþti; kısa sürede olaðanüstü bir ekonomik baþarıya imza attı ve yüz milyonlarca kiþiyi yoksulluktan kurtardı. Çin'in bugün dünya ekonomisinin lokomotifi olduðu genel kabul görüyor. Çin'de Marksist olduðu iddiasını ısrarla sürdüren bir iktidar var. Yeterince geri çekilip bakıldıðında, 20. yüzyılın baþına deðin eriþen, çok zengin bir sosyalist geçmiþin mirasçısı bu ülkenin böyle bir parti tarafından yönetilmesinin muazzam bir vaka olduðu rahatça görülür. Peki, bu büyük ülke, Çin Komünist Partisi'nin ileri sürdüðü gibi, ilk aþamasında da olsa, hâlâ sosyalist mi ve komünizme doðru ilerliyor mu? Elinizdeki kitap, alanında yetkin kiþilerin katkılarıyla bu soruyu tartıþıyor.